Ala - 87:9
Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.
Kendilerine ayetler apaçık olarak okunduğu zaman inkar edenlerin tavrı:
İsra/17:82
Kuran'ı, inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik. Zalimlerin ise ancak zararını arttırır
İsra/17:45
Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz.
İsra/17:46
Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Rabbini yalnızca Kuran'da andığın zaman nefretle geriye dönerler
İsra/17:47
Seni dinlerlerken nasıl işittiklerini ve kendi aralarında konuşurlarken zalimlerin, "Siz sadece büyülenmiş bir adamı izliyorsunuz," dediklerini iyi biliyoruz.
Zümer/39:45
Allah tek başına anıldığı an ahirete inanmayanların kalpleri huzursuz olarak ürker. Fakat O'nun dışındakiler anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
Hac/22:72
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, inkarcıların yüzünde inkarcılığı okursun. Kendilerine ayetlerimizi okuyanların üzerine neredeyse saldıracaklardır. De ki, "Bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Ateş! Allah onu kafirlere vadetmiştir. Ne kötü bir sonuçtur!"
Fussilet/41:26
İnkar edenler, "Başa çıkmanız için, bu Kuran'ı dinlemeyin, anlaşılmasını engelleyin," dediler.
Sebe/34:43
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, "Bu, kesinlikle, sizi atalarınızın kulluk/hizmet etme yolundan saptırmak isteyen bir adamdır." Dahası, "Bu uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir," dediler. İnkarcılar, kendilerine gelen gerçek için, "Besbelli, bu bir büyüdür," dediler.
Yunus/10:15
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir, yahut onu değiştir!," derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben yalnız bana vahyedilene uyarım. Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım."
Meryem/19:73
Kendilerine ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman inkar edenler inananlara, "Hangimiz daha gönençli ve hangimiz sayısal üstünlüğe sahiptir," derler.
Fussilet/41:44
Onu yabancı dilde bir Kuran kılsaydık, "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?" diyeceklerdi. İster yabancı dil, ister Arapça olsun, de ki, "O, inananlar için (dilleri sözkonusu olmaksızın) bir rehber ve şifadır. İnanmayanların ise kulaklarında ağırlık vardır. Onlara sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır."
Lokman/31:7
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki onu hiç işitmemiş gibi, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklenerek ardını döner. Ona acıklı bir azabı müjdele.
Enfal/8:31
Ayetlerimizi dinledikleri zaman, "İşittik," diyorlardı, "İstesek biz de bunun bir benzerini getiririz. Bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil."
Kalem/68:15
Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Efsane" der.
Casiye/45:25
Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğunda, "Doğru sözlü iseniz atalarımızı geri getirin," demekten başka delilleri yoktur.
Ahkaf/46:7
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, kendilerine gelen gerçeğe karşı çıkanlar, "Bu, açıkça bir büyüdür," dediler.
Kalem/68:51
Mesajı işittikleri zaman, inkarcılar neredeyse seni gözleriyle yiyeceklerdi. "O, delidir!" diyorlardı.
Enam/6:25
Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, "Bu ancak bir efsanedir," der.
Enbiya/21:2
Her ne zaman Rab'lerinden kendilerine yeni bir mesaj (zikr) gelse, onu ciddiye almadan dinlerler.
Muhammed/47:16
Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Bu, demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir.
Kehf/18:101
Onlar ki mesajıma karşı gözleri perdeliydi, dinleyemezlerdi de...
Enbiya/21:45
"Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum," de. Ne var ki, sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmez.
Rum/30:52
Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin.
Casiye/45:8
Kendisine okunan Allah'ın ayetlerini işittikten sonra, sanki onları hiç işitmemiş gibi büyüklük taslayarak direniyor. Onu acı bir cezayla müjdele.
Casiye/45:9
Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Bakara/2:171
İnkarcıların durumu, sözleri ancak bağırma ve çağırma biçiminde algılayarak (anlamadan) tekrarlayan kişi gibidir. Sağır, dilsiz ve kördürler; düşünmezler.
Furkan/25:44
Onların çoğunun gerçekten işittiklerini yahut anladıklarını mı sanıyorsun? Onlar sadece çiftlik hayvanları gibidir; hayır, yolca daha da sapıktırlar.
Tevbe/9:124
Her ne zaman bir sure inse, "Bu sure hanginizin inancını arttırdı," diye soranlar var. Gerçekten inananların inancını arttırmıştır, ve onlar (her surenin inişiyle) sevinip birbirlerini müjdelerler.
İsra/17:41
Biz, öğüt almaları için Kuran'da açıkladık. Ne var ki bu, sadece onların nefretini arttırır
Furkan/25:60
Onlara, "Rahman'a secde edin," dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize karşı savunduğun şeye mi secde edeceğiz?" derler. Ve bu, ancak onların nefretini arttırır.