İsra 17:26
وَاتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا
ve ver akrabaya hakkını ve yoksula ve yolcuya (fakat) saçıp savurma savurarak
Ve ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebili ve la tubezzir tebzira.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
17:26 Bir de akrabaya, yoksula ve yolcuya/çaresiz kalana hakkını ver! Gereksiz yere de saçıp savurma!
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
17:26 Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver!1 Saçıp savurma!2
Dipnot
1- Bu cümle infakın, sadakaların ve zekâtın "kâr"dan değil, "mal"dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:141; Tevbe 9:103; Rûm 30:38; Zâriyât 51:19; Me‘âric 70:24.
2- Saçıp savurmak kişiyi savurduğu şeylere bir süre sonra muhtaç duruma düşürebilir. Bu nedenle amaçsız bir şekilde elde avuçta olan her şeyi vermemek gerektiğine dikkat çekilmektedir. Benzer mesajlar: İsrâ 17:29; Furkân 25:67.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
17:26 Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
17:26 Yakınlık sahibine1, düşkünlere ve yol oğluna2 yardım yap! Savurganlık yaparak saçıp savurma.
Dipnot
1- Himaye ettiklerine, yanında yer alanlara, yakınlık gösterenlere, akrabaya.
2- "İbnu's-sebili, " deyim olarak "yol oğlu" demektir. Bu deyime, "yolda kalanlar" anlamı verilmesi doğru değildir. Zira sebil, karayolu anlamında "yol" demek değildir. Sebil, bir konuda seçim yapmak anlamında "iki yol" dan birini seçmek yani "tercih edilen yol" demektir. Hakk veya Batıl yoldan birini tercih etmektir. Bu deyimin anlamı "yolda kalanlar" değil, kendisini Allah'ın yoluna adamış olanlardır. Ayrıca yaptığı şey imkansızlık nedeni ile yarım kalan kimselere de denmektedir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
17:26 Yakınlarına, yoksullara ve yolda kalanlara hakkını ver ama saçıp savurma.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
17:26 Ayrıca, yakınlara haklarını ver; yoksula ve yolda kalana da. Ve saçıp savurma.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
17:26 (Ey insan!) Yakınlık sahiplerine hakkını ver; düşküne ve yolda kalmışa da... Fakat sakın ola ki (elinde avucunda olanı) amaçsız bir biçimde saçıp savurma!
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
17:26 Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
17:26 Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
17:26 Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
17:26 Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa da; ama sakın (elindekini) anlamsız, amaçsız bir biçimde saçıp savurma.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
17:26 Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
17:26 Karabet sahibine de hakkını ver, miskine de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
17:26 Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
Gültekin Onan -
17:26 Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
17:26 Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.
İbni Kesir -
17:26 Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
17:26 (26-27) Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
17:26 (26-27) Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
17:26 Yakınlara hakkını ver; yoksula ve yolda kalmışa da... (Fakat) ölçüsüz de dağıtma!