إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ
elbette biz boyun eğdirmiştik dağları onunla beraber tesbih ederlerdi akşam ve sabah
İnna sahharnel cibale meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrak.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
38:18 Doğrusu biz, dağları Davud'un emrine vermiştik. Gece-gündüz onunla birlikte Allah'ı anmaktadırlar.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
38:18 Biz dağları (onun) hizmetine vermiştik. Akşam ve kuşluk vakti onunla birlikte tesbih ederler (yüceltirlerdi).1
Dipnot
1- Burada geçen [tesbih] İsrâ 17:44. ayetle birlikte okunmalıdır.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
38:18 Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı'yı) yüceltirlerdi.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
38:18 Dağları boyun eğdirdik. Akşamdan gündoğumuna1 onunla birlikte tesbih2 ederlerdi.
Dipnot
1- Her zaman, sürekli, bütün bir gün boyu.
2- Tesbih, tevhid inancının ve anlayışının kavranması ve Yaratıcının tüm nitelikleriyle tanınması ve dillendirilmesi, tanıtılması demektir. Dağların, Allah'ı tesbih etmeleri demek; Allah'ın yaradılışlarına koyduğu yasalara bağlılık içinde, varlık amaçlarına uygun bir hal içinde bulunmaları demektir. Bu bağlamda, evrende olan tüm canlı ve cansız varlıklar Allah'ı tesbih etmektedirler. Hal diliyle ortaya konan bu gerçeklik, aslında Allah'ın tüm nitelikleri ile tanınması, tanıtılmasını ifade etmektedir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
38:18 Akşamleyin ve kuşluk1 vaktinde onunla birlikte ibadet eden dağları, hizmetine vermiştik.
Dipnot
1- Güneş ışıklarının yeryüzüne yayıldığı kuşluk vakti (Lisan'ul-Arab). Bu vakitte kılınan namaza salatu'd-duha veya salatü'l-işrak denir. Türkçede ona kuşluk namazı denir. (Bkz. Taberi, Tefsir, 21/169).
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
38:18 Kuşkusuz, Biz, dağlara boyun eğdirdik. Onunla birlikte, akşamsabah yüceltirlerdi.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
38:18 İşte bu yüzden, her sabah ve her akşam, onunla birlikte emrimize amade kıldığımız dağlar da kudret ve ihtişamımızı dillendirirdi;
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
38:18 Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
38:18 Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
38:18 Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
38:18 (ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
38:18 (18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Davud'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
38:18 Çünkü biz onun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık: tesbih ederlerdi akşamleyin ve işrak vaktı
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
38:18 Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Gültekin Onan -
38:18 Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Tanrı'yı) tesbih ederlerdi.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
38:18 Gerçek biz dağları (kendisine) müsahhar kıldık ki bunlar akşamlayın ve kuşluk vakti onunla birlikde durmayıb tesbih ederlerdi.
İbni Kesir -
38:18 Biz, gerçekten dağları onun buyruğuna vermiştik. Sabah ve akşam tesbih ederlerdi.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
38:18 Biz, dağları ona boyun eğdirmiştik. Akşam sabah onunla tesbih ederlerdi.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
38:18 (18-19) Biz sabah akşam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri için dağları, toplu haldeki kuşları onun hizmetine vermiştik. Her biri onun ahengine katılır, beraber zikrederlerdi.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
38:18 Doğrusu biz, akşam ve Güneş doğduğu vakit tespih eder (işlevlerini yerine getirir) halde, dağları (benlik sahiplerini) Ona boyun eğdirdik.