Hud - 11:102 İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.
Önceki toplumların rabbimiz tarafından yakalanışları?
Ankebut/29:40 Hepsini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine çılgın bir fırtına gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de boğduk. Onlara zulmeden Allah değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

Ali İmran/3:11 Firavun'un halkı veya onlardan öncekilerin durumu gibi... Ayetlerimizi (vahiy ve mucizelerimizi) yalanladılar ve Allah da onları suçüstü yakaladı. Allah'ın cezalandırması şiddetlidir.

Hâkka/69:10 Rab'lerinin elçisine isyan ettiler. Bunun sonucu olarak da onları şiddeti gittikçe artan bir biçimde yakalamıştı.

Enam/6:44 Kendilerine iletilen mesajı unuttuklarında kendilerine her şeyin kapısını ardına kadar açtık. Kendilerine verilenlerle şımarınca onları ansızın yakaladık ve böylece şaşkın ve umutsuz kaldılar.

Araf/7:95 Sonra kötülüğün yerine iyiliği getirdik. Ne var ki anlayışlarını yitirdiler: "Sıkıntı ve refah atalarımıza da dokunmuştu," dediler. Bunun üzerine, haberleri olmadan onları ansızın yakaladık.
Araf/7:96 Ülkelerin halkları inanıp erdemli davransalardı, göklerden ve yerden üzerlerine bolluk kapısını açardık. Ama yalanladılar ve bunun üzerine kazandıklarıyla birlikte onları yakaladık.
Araf/7:165 Kendilerine hatırlatılanları önemsemeyip unutunca, kötülüklerle mücadele edenleri kurtardık; haksızlık edenleri de yoldan çıkmalarına karşılık olarak feci bir azap ile yakaladık.

Enfal/8:52 Tıpkı Firavun'un yandaşlarının ve onlardan öncekilerin gidişi gibi... Allah'ın ayetlerini inkar ettiler. Günahlarından ötürü Allah da onları yakalayıp cezalandırdı. Allah Güçlüdür, cezası çetindir.

Hud/11:64 "Ey halkım, Allah'ın bu devesi sizin için bir ayettir. Allah'ın toprağında bırakın otlansın. Ona kötülük dokundurmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
Hud/11:67 Zalimleri korkunç bir ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.
Hud/11:94 Emrimiz gelince şuayb'ı ve kendisiyle beraber inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri korkunç gürültü yakaladı; yurtlarında çöküp kaldılar.
Hud/11:102 İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.

Rad/13:32 Senden önceki elçilerle de alay edildi. İnkarcılara fırsat verdim ve sonunda onları yakaladım. Sonuç nasıldı?

Hicr/15:73 Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.

Nahl/16:45 Kötülük planlıyanlar, Allah'ın kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden, yahut ummadıkları bir yerden kendilerine azabın gelmiyeceğinden emin mi oldular?
Nahl/16:46 Yahut (yataklarında) dönüp dururlarken kendilerini yakalamayacağından? Onlar kurtulamazlar.
Nahl/16:47 Yahut onları korku ve endişe içinde iken yakalamayacağından? Rabbiniz elbette şefkatlidir, Rahimdir.
Nahl/16:113 Onlara kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Sonunda, zulmederlerken onları azap yakaladı.

Müminun/23:41 Korkunç felaket onları eşitçe yakaladı ve böylece onları süprüntü yığınına çevirdik. O zalim halk yok olmayı hak etmişti.

Şuara/26:158 Ve ceza onları yakaladı. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz."
Şuara/26:189 Onu yalanladılar ve sonuç olarak Sayvan Gününün cezası kendilerini yakaladı; müthiş bir günün cezasıydı.

Kasas/28:39 O ve ordusu yeryüzünde haksız yere büyüklendi ve bize dönmeyeceklerini sandılar.
Kasas/28:40 Onları ve ordusunu yakalayıp denize attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna dikkat et.

Ankebut/29:14 Nuh'u, halkına göndermiştik ve onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı. Ancak zulmettikleri için onları tufan yakaladı.
Ankebut/29:37 Onu yalanladılar, nihayet kendilerini bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü çöküp kaldılar.

Fatır/35:25 Seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlamışlardı. Elçileri kendilerine apaçık belgeler, ilahiler ve aydınlatıcı kitaplar getirdiler.
Fatır/35:26 Sonra ben de inkar edenleri yakaladım. Beni inkar da nasılmış!

Mümin/40:5 Onlardan önce Nuh'un halkı da yalanlamıştı ve onlardan sonra bir çok parti de... Her topluluk elçilerini etkisiz hale getirmeye çalıştı. Gerçeği gidermek için boş ve yalnış şeylerle tartıştılar. Sonunda onları yakaladım; cezalandırmam nasılmış?
Mümin/40:21 Kendilerinden öncekilerin sonucunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Onlardan daha fazla güce sahiptiler, yeryüzünde daha çok üreticiydiler. Ancak Allah onları günahlarıyla yakaladı. Allah'a karşı onları koruyabilecek yoktur.
Mümin/40:22 Çünkü, elçiler onlara apaçık delillerle gittiklerinde inkar ediyorlardı. Sonunda Allah onları yakaladı. O Güçlüdür, Cezalandırması şiddetlidir.

Fussilet/41:17 Semud'a gelince, onlara yolu gösterdik. Ne var ki onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Sonunda, kazandıklarına karşılık, onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.

Zariyat/51:39 Erkanıyla birlikte yüz çevirdi ve "Ya bir büyücüdür, ya da bir deli," dedi.
Zariyat/51:40 Onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Bu sonucu haketmişti.

Kamer/54:34 Üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik, yalnız Lut'un ailesini seher vakti kurtardık.
Kamer/54:36 Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Kamer/54:42 Tüm mucizelerimizi yalanladılar ve biz de onları En üstün ve her şeye gücü yetenin yakalayışı gibi yakaladık.

Müzzemmil/73:16 Ancak Firavun, elçiye karşı geldi; biz de onu feci bir biçimde yakaladık.