بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
2:201 Kimi de, "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi ateşin azabından koru," der.
2:203 Sayılı günlerde (Mina'da) Allah'ı anın. Erdemli davrandıkları sürece, bunu iki günde bitirmek için acele edene bir günah yoktur, geri kalana da bir günah yoktur. Allah'ı dinleyin, ve O'nun huzurunda toplanacağınızı unutmayın.
2:204 Dünya hayatı hakkında, sözleri senin hoşuna giden bazı kişiler var. Azılı bir düşman olduğu halde kalbinde olana Allah'ı tanık tutar.
2:205 Dönüp gidince, yeryüzünde bozgunculuk yapmak, malı ve nesli yok etmek için çabalar. Allah bozgunculuğu sevmez.
2:206 Kendisine "Allah'ı dinle," dendiğinde kibir ve gurur içinde hiddetlenir. Onun hakkından cehennem gelir; ne kötü bir meskendir!
2:207 Halktan öylesi de var ki kendini Allah'ın rızasını kazanmaya adar. Allah kullarına çok şefkatlidir.
2:208 İnananlar, tümüyle teslim olun. Şeytanın adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.
2:209 Size apaçık deliller gelmesine rağmen doğru yoldan kayarsanız, bilesiniz ki Allah Üstündür, Bilgedir.
2:210 Allah'ın ve meleklerin yoğun bulutlar arasından kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? O zaman her şey biterdi ve her şey Allah'a döndürülürdü.
2:211 İsrailoğullarına sor, onlara nice apaçık ayetler verdik! Kendisine Allah'ın nimeti geldikten sonra onu değiştirenler için Allah ağır bir ceza verir.
2:212 Kafirler için dünya hayatı çekicidir. Bu yüzden inananlarla alay ederler. Oysa erdemliler Diriliş Günü onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız şekilde nimetler bahşeder.
2:213 İnsanlar bir tek topluluktu. Allah peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve anlaşmazlığa düştükleri konularda halkın arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği içeren kitabı indirdi. Oysa kitap verilenler kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan ötürü onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Fakat Allah, izniyle inananları onların anlaşmazlığa düştüğü gerçeğe ulaştırdı. Allah dilediğini/dileyeni doğru yola iletir.
2:214 Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler gibisi sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Onlar zorluk ve sıkıntıya uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki elçi ve beraberindeki inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman," dediler. İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır.
2:215 Nasıl yardım edeceklerini soruyorlar sana. De ki, "Para ve mal yardımlarınızı ana-babaya, yakınlara, öksüzlere, yoksullara ve yolda kalmışlara yapmalısınız." İşlediğiniz her iyiliği Allah bilir.
2:216 Sevmediğiniz halde savaş size zorunlu kılındı. Sevmediğiniz bir şey sizin için iyi ve sevdiğiniz bir şey de sizin için kötü olabilir. Siz bilmeseniz de Allah bilir.
2:217 Sana, Kutsal Ayda savaşmak konusunu da soruyorlar. De ki: "Onda savaş büyük bir günahtır. Fakat Allah'ın yolundan çevirmek, O'na ve Kutsal Mescid'e nankörlük etmek ve halkını oradan çıkarmak Allah yanında daha büyük bir günahtır. Çünkü baskı ve zulüm, öldürmekten daha büyük bir suçtur." Güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşırlar. Sizden kim dininden döner ve inkarcı olarak ölürse, tüm yaptıkları dünyada ve ahirette boşa çıkar. Onlar ateş halkıdır ve orada sürekli kalıcıdır.
2:218 İnananlar, Allah yolunda göç edenler ve çaba harcayanlar Allah'ın rahmetini umar. Allah Bağışlayandır, Rahimdir.
2:219 Sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: "O ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür," de. Ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: " Artanı" de. Allah ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz…
2:220 Bu dünya ve ahiret hakkında... Sana bir de öksüzler hakkında sorarlar: De ki, "Onları erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir. Mallarını mallarınıza katarsanız aile bireyiniz olurlar." Allah bozanı düzeltenden ayırt etmesini bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Allah Güçlüdür, Bilgedir.