بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
10:61 Ne durumda bulunursanız bulunun, Kuran'dan ne okursanız okuyun, hangi işi yaparsanız yapın, siz onlarla uğraşırken biz mutlaka size tanık oluruz. Göklerde ve yerde bulunan bir atom ağırlığı bile Rabbinin kontrolünün dışına çıkamaz. Atomdan da küçük olsun büyük olsun, her şey apaçık bir kitapta kayıtlıdır.
10:64 Dünya hayatında da ahirette de mutluluk onlarındır. Allah'ın kelimeleri (verdiği söz) değişmez. İşte bu, en büyük zaferdir.
10:65 Sözleri seni üzmesin. Üstünlük tümüyle Allah'a aittir. O İşitendir, Bilendir.
10:66 Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah'tan başkalarına yalvaranlar aslında koştukları ortakları izlememektedirler. Onlar sadece tahmin yürütüyorlar ve sadece saçmalıyorlar.
10:67 O ki geceyi sizin dinlenmeniz için elverişli, gündüzü de aydınlık kıldı. Dinleyen bir topluluk için bunda deliller vardır.
10:68 "Allah çocuk edindi!," dediler. O bundan çok yücedir. O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Sizin bu konuda hiçbir kanıtınız yoktur. Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?
10:70 Dünyada paylarını alırlar, sonra dönüşleri bizedir. Sonra da inkarlarından ötürü onlara şiddetli azabı tattırırız.
10:71 Onlara Nuh'un tarihini anlat. Halkına şunları demişti: "Ey halkım, durumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, ben Allah'a güveniyorum. Ortaklarınız ve liderlerinizle birlikte toplanın, pişman olmayacağınız son kararınızı alın ve bekletmeden bana karşı uygulayın."
10:72 "Yüz çevirirseniz, halbuki ben sizden herhangi bir ücret istememiştim. Benim ücretim ancak Allah'ın üzerinedir. Müslümanlardan olmakla emredildim."
10:73 Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Onları (yeryüzünün) yöneticileri yaptık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Uyarılanların akıbetine dikkat et.
10:74 Sonra onun ardından, elçiler gönderdik, halklarına apaçık deliller getirdiler. Geçmişte yalanlamış bulunduklarına inanacak değillerdi. Azgınların kalplerini böyle damgalarız.
10:75 Sonra onların ardından Musa ve Harun'u Firavun'a ve konseyine mucizelerimizle gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar ve suçlu bir topluluk oldular.
10:76 Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, "Bu apaçık bir büyüdür," dediler.
10:77 Musa, "Size gelen gerçeği böyle mi nitelendiriyorsunuz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler başarıya ulaşamaz."
10:78 Dediler: "Sen, yeryüzünde büyüklük ikinize kalsın diye, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çevirmek için mi bize geldin? Biz size asla inanmayız."