Yasin - 36:28          
          
                        Ondan sonra biz, halkının üzerine gökten bir ordu indirmedik; indirmeğe gerek duymadık.           
        
        
          Semud halkı:         
      
                  
                    
                      Araf/7:73                    
                  
                  
                                        Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey halkım, Allah'a kulluk edin. O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Rabbinizden, size bir beyyine (kanıt) gelmiştir. şu Allah'ın devesi sizin için bir işaret olacaktır. Onu bırakın, Allah'ın toprağında otlasın. Ona bir zarar vermeyin; yoksa sizi acı bir azap yakalar."                     
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:74                    
                  
                  
                                        "Ad halkından sonra sizi varisler kıldığını hatırlayın. Sizi yeryüzüne yerleştirdi. Düzlüklerinde köşkler kurup dağlarında evler yontuyorsunuz. Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."                     
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:75                    
                  
                  
                                        Halkının büyüklük taslayan ileri gelenleri, aşağılayıp zulmettikleri inananlara, "Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderilmiş olduğunu nereden biliyorsunuz," dediler. Onlar da: "Biz onun getirdiği mesaja inanıyoruz," dediler.                  
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:76                    
                  
                  
                                        Büyüklük taslayanlar, "Biz, sizin inandığınız şeyi inkar ediyoruz," dediler.                     
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:77                    
                  
                  
                                        Deveyi işkence ederek kestiler ve Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar: "Salih, gerçekten elçilerden birisi isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir," dediler.                     
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:79                    
                  
                  
                                        O da onlardan yüz çevirdi ve "Ey halkım, size Rabbimin elçiliğini ilettim, size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz," dedi.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:61                    
                  
                  
                                        Semud'a da kardeşleri Salih'i... Dedi ki: "Ey halkım, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrı yoktur. Sizi yerden çıkarıp yaratan, sizi oraya yerleştiren O'dur. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin ve sonra O'na yönelin. Kuşkusuz Rabbim Yakındır, Yanıtlayandır."                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:62                    
                  
                  
                                        Dediler ki: "Ey Salih, sen bundan önce, aramızda popüler bir umut kaynağıydın. Atalarımızın kulluk/hizmet etmiş olduklarından sen şimdi bizi men mi ediyorsun? Biz, senin bizi çağırdığın şeylerden kuşku içindeyiz."                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:63                    
                  
                  
                                        Dedi ki: "Ey halkım, ya ben Rabbimden kesin bir delile sahipsem ve kendisinden bana rahmet vermişse? O'na isyan edecek olursam beni Allah'tan kim kurtarabilir? Siz ancak benim kayıplarımı arttırabilirsiniz?"                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:64                    
                  
                  
                                        "Ey halkım, Allah'ın bu devesi sizin için bir ayettir. Allah'ın toprağında bırakın otlansın. Ona kötülük dokundurmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:65                    
                  
                  
                                         Fakat, onu işkenceyle kestiler. "Yurdunuzda yaşamanız için üç gününüz var. Bu, yalan olmayan bir sözdür," dedi.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:66                    
                  
                  
                                        Emrimiz gelince, Salih'i ve beraberinde inanmış olanları bizden bir rahmet ile o günün rezilliğinden kurtardık. Rabbin, kuşkusuz Güçlü ve Üstündür.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:67                    
                  
                  
                                         Zalimleri korkunç bir ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:68                    
                  
                  
                                        Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Doğrusu Semud (halkı) Rab'lerine karşı geldi; Semud yok olup gitti.                     
                
                
              
                  
                    
                      İsra/17:59                    
                  
                  
                                        Öncekilerin onları yalanlamış olması bizi ayetler göndermekten alıkoymadı. Örneğin; Semud’a deveyi açıkça vermiştik. Fakat ona haksızlık ettiler. Biz ayetleri yalnızca uyarı amacıyla göndeririz.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:141                    
                  
                  
                                        Semud (halkı) da elçileri yalanladı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:142                    
                  
                  
                                        Kardeşleri Salih onlara demişti ki, "Erdemli olmaz mısınız?"                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:143                    
                  
                  
                                        "Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:144                    
                  
                  
                                        "Allah'ı dinleyip bana uymalısınız."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:145                    
                  
                  
                                        "Buna karşılık sizden bir ücret te istemiyorum. Benim ücretimi ancak evrenlerin Rabbi öder."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:146                    
                  
                  
                                        "şurada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?"                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:147                    
                  
                  
                                        "Bahçeler, pınarlar, "                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:148                    
                  
                  
                                        "Ekinler ve olgun meyveli hurmalıklar içindesiniz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:149                    
                  
                  
                                        "Ve dağlardan lüks köşkler yontuyorsunuz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:150                    
                  
                  
                                        "Allah'ı dinleyip beni izlemelisiniz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:151                    
                  
                  
                                        "Sınırı aşanların emrine uymayın."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:152                    
                  
                  
                                        "Onlar yeryüzünde iyilik değil kötülük işlerler."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:153                    
                  
                  
                                        Dediler ki, "Sen büyülenmişsin."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:154                    
                  
                  
                                        "Sen bizim gibi bir insansın. Doğru sözlü isen bize bir mucize getir bakalım."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:155                    
                  
                  
                                        Dedi ki, "İşte şu deve. Onun su içeceği belli bir zamanı vardır. Sizin de su içeceğiniz belli bir gününüz vardır."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:156                    
                  
                  
                                        "Ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün cezasına çarpılırsınız."                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:157                    
                  
                  
                                        Nihayet onu kestiler; ancak pişman oldular.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şuara/26:158                    
                  
                  
                                        Ve ceza onları yakaladı. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:45                    
                  
                  
                                        Semud'a kardeşleri Salih'i, "Allah'a kulluk edin," desin diye gönderdik. Bunun üzerine, çekişen iki gruba ayrıldılar.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:46                    
                  
                  
                                        "Halkım," dedi, "neden iyilik yerine kötülükte acele ediyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez miydi?"                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:47                    
                  
                  
                                        Dediler ki, "Sen ve beraberindekiler bize uğursuzluk getirdiniz." Dedi ki, "Sizin uğursuzluğunuz Allah'tan gelmektedir. Doğrusu siz sınava sokulan bir toplumsunuz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:48                    
                  
                  
                                        Kentte dokuzlu bir çete vardı; bölgede bozgunculuk çıkarıyorlar ve asla iyi bir şey yapmıyorlardı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:49                    
                  
                  
                                        Allah'a and içerek birbirlerine, "Onu ve ailesine bir gece baskını yapalım ve sonra onun kabilesine, onların ölümü hakkında hiç bir şey bilmediğimizi ve doğru konuştuğumuzu söyleyelim," dediler.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:50                    
                  
                  
                                        Böylece bir plan kurdular, ancak onlar farkına varmadan biz de bir plan kurduk.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:51                    
                  
                  
                                        Planlarının nasıl sonuçlandığına bak; biz onları, halklarıyla birlikte yerle bir ettik.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:52                    
                  
                  
                                        Zulmetmeleri yüzünden, işte çökmüş evleri... Bilen bir toplum için bunda bir ders olmalı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Neml/27:53                    
                  
                  
                                        İnananları ve erdemli davrananları kurtardık.                   
                
                
              
                  
                    
                      Fussilet/41:17                    
                  
                  
                                        Semud'a gelince, onlara yolu gösterdik. Ne var ki onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Sonunda, kazandıklarına karşılık, onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.                    
                
                
              
                  
                    
                      Fussilet/41:18                    
                  
                  
                                        İnananları ve erdemli davrananları ise kurtardık.                     
                
                
              
                  
                    
                      Zariyat/51:43                    
                  
                  
                                        Semud'da da (bir ders vardır). Onlara, "Belli bir süreye kadar keyfinize bakın" denmişti.                     
                
                
              
                  
                    
                      Zariyat/51:44                    
                  
                  
                                        Rab'lerinin emrine karşı geldiler. Bunun üzerine bakınırlarken onları bir yıldırım çarptı.                  
                
                
              
                  
                    
                      Zariyat/51:45                    
                  
                  
                                        Ne kalkabildiler, ne de yardım görebildiler.                     
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:23                    
                  
                  
                                        Semud da uyarıları yalanladı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:24                    
                  
                  
                                        Dediler ki, "Bizden bir insana mı uyalım? O zaman biz sapar ve cehenneme gireriz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:25                    
                  
                  
                                        "Mesaj aramızdan ona mı verildi? O, yalancı küstahın biridir."                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:26                    
                  
                  
                                        Yalancı küstahın kim olduğunu yarın öğreneceklerdir.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:27                    
                  
                  
                                        Deveyi bir sınav olarak göndereceğiz. Onları gözetle, sabırlı ol.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:28                    
                  
                  
                                        Onlara, suyun (deveyle) aralarında paylaşılacağını bildir. Her içim sırayla sunulacaktır.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:29                    
                  
                  
                                        Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:30                    
                  
                  
                                        Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:31                    
                  
                  
                                        Üzerlerine bir tek patlama gönderdik ve onlar ağılcının topladığı saman yığınına döndüler.                   
                
                
              
                  
                    
                      Kamer/54:32                    
                  
                  
                                        Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?                   
                
                
              
                  
                    
                      Hâkka/69:4                    
                  
                  
                                        Semud ve Ad (halkı) sarsıcı olayı yalanladı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Hâkka/69:5                    
                  
                  
                                        Ve Semud o azgın  ile yok edildi.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şems/91:11                    
                  
                  
                                        Semud (halkı), azgınlığı yüzünden yalanladı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şems/91:12                    
                  
                  
                                        En azgınları ayaklanmıştı.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şems/91:13                    
                  
                  
                                        Allah'ın elçisi, onlara, "Allah'ın devesine ve onun suyuna dokunmayın," demişti.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şems/91:14                    
                  
                  
                                        Onu yalanlayıp deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rab'leri suçlarından ötürü onları silip yerle bir etti.                   
                
                
              
                  
                    
                      Şems/91:15                    
                  
                  
                                        Ne var ki hâlâ onların sonlarından ders alınmıyor